Resibu Logo

BEUN ve Marmara’dan Yeni Nesil Yapı Malzemesi Patenti

BEUN ve Marmara Üniversitesi’nin ortak başvurusuyla geliştirilen Mermer Atığı ve Yüksek Fırın Cürufu Birleşiminden Yeni Nesil Bağlayıcı Yapı Malzemesi Üretimi başlıklı proje patent aldı.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) ve Marmara Üniversitesi’nin başvuru sahibi olduğu BEUN Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim elemanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çağın Ulubeyli ile Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Artır’ın buluş sahibi olduğu “Mermer Atığı ve Yüksek Fırın Cürufu Birleşiminden Yeni Nesil Bağlayıcı Yapı Malzemesi Üretimi” başlıklı proje, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent almaya hak kazandı.

BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer; üniversitenin sadece eğitim-öğretim alanında değil, aynı zamanda bilimsel araştırmalar ve yenilikçi projelerle de adından söz ettirdiğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Özölçer, BEUN akademisyenlerinin Marmara Üniversitesi’nden meslektaşlarıyla yürüttükleri ortak çalışmanın patentle taçlandırılmasının, üniversiteler arası iş birliğinin ve BEUN’un araştırma kapasitesinin geldiği noktayı açıkça gösterdiğini ifade etti. Sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunan, atıkların yeniden değerlendirilmesine odaklanan bu tür projelerin hem çevre hem de ekonomi açısından büyük önem taşıdığının altını çizdi. Üniversite olarak her zaman bilim insanlarının yenilikçi fikirlerini desteklemeye devam edeceklerini belirten Rektör Prof. Dr. Özölçer, elde edilen bu başarının gelecekte yapılacak yeni ortak çalışmalar için de güçlü bir motivasyon kaynağı olacağını dile getirdi.

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 769-P numaralı İnceleme Raporu doğrultusunda yapılan değişiklikler kabul edilerek Mermer Atığı ve Yüksek Fırın Cürufu Birleşiminden Yeni Nesil Bağlayıcı Yapı Malzemesi Üretimi başlıklı projeye patent verilmesine karar verildi.

Patentle taçlanan bu proje, mermer atıkları ve yüksek fırın cürufunun yeniden değerlendirilmesiyle hem çevreye hem de ekonomiye katkı sağlayacak yenilikçi bir yapı malzemesinin üretimini mümkün kılıyor. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle örtüşen bu adım, aynı zamanda inşaat sektöründe yerli ve çevreci çözümlerin önünü açarak ülkemizin küresel rekabetteki gücünü artırırken Türkiye’nin inovasyon ve teknoloji üretiminde geldiği seviyeyi kanıtlayan, bilim dünyasında ülkemizi gururla temsil eden bir başarı hikâyesi olarak tarihe geçti.